Sibilla Aleramo’nun Bir Kadın romanı okuruyla ilk kez 1906’da buluştu. Gerek İtalya’da gerekse yayınlandığı diğer ülkelerde hemen büyük bir ses getiren bu eser sayesinde edebiyat dünyası, zaman içinde daha başka önemli çalışmalara imza atacak parlak bir yazar keşfetti.
Bir Kadın’ın büyük başarısının başlıca nedenlerinden biri konusunda yatıyor. Söz konusu eser, İtalyan edebiyatının ilk feminist kitapları arasında yer alıyor. Son derece otobiyografik olan bu romanın kalbinde yazarın kendisini buluyoruz.
İlk kez Türkçede
Kendi hayatını dolu dolu ve özgürce yaşama hakkına kavuşmak uğruna mücadele eden bir kadının dokunaklı portresini çizen bu eser, yüzyılı geride bırakmış ilk baskısından bu yana okunması elzem bir kitap olmayı sürdürüyor. Kitap Türkçede ilk kez yayınlandı.
“Kendi kendisinin efendisi”
“Kadın hiç kuşkusuz henüz kendi kendisinin hanımı, kendi kendisinin efendisi değildi: Bir gün olabilecek miydi peki?”
Sayfa: 192
“Çıkan yolu yitirmek”
“Acı çitinden içim titreyerek, ağlayamadan, konuşamadan, beni yere seren ve aynı zamanda karanlık ve anlatılmaz bir şeyi, bitmek bilmez bir kaçış arzusunu su yüzüne çıkaran fiziksel bir sancıyla çıkmıştım: Hayattan kaçmak, delilik limanına çıkan yolu yitirmek istiyordum…”