Safa Monopolü – Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 99’uncu yılındayız. 100 yıl önceye gidecek ve 1922 yılının Ekim ayındaki gelişmelerin ışığında, Cumhuriyet’in ilanına gerçek atılan adımları göreceğiz. Mudanya Mütarekesi’nin 15 Ekim 1922’de yürürlüğe girmesinden 2 gün sonra İngiliz Yüksek Komiseri Horace Rumbold, 17 Ekim tarihli raporunda, “Türkiye’de asıllı bir inkılap (a complete revolution) beklenmektedir” diye yazacaktı. Evet, asıllı bir ihtilal Mustafa Kemal’in başının içindeydi ve adım adım bir aydınlanma yaşamaya gerçek ilerliyordu Türkiye.
Önce saltanat kaldırıldı
Aynı tarihte Osmanlı Sadrazamı Tevfik Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi ve Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, “yakında toplanması gerekecek barış konferansına İstanbul ve Ankara delegelerinin birlikte katılmalarını” öneren bir telgraf gönderir. 28 Ekim’de ise İtilaf Devletleri, Ankara Hükümeti’nin yanı sıra İstanbul’u da Lozan Barış Konferansı’na davet eder. Temsildeki ikiliğe Mustafa Kemal karşı çıkar; Lozan’da Türkiye’yi, TBMM Hükümeti’nin tek başına temsil etmesi gerektiğinde ısrarlıdır. Buna rağmen, Tevfik Paşa’nın, Cumhuriyet’in ilanından tam bir yıl evvel, 29 Ekim 1922’de, bu kere “Sadrazam” sanını kullanarak temsil için, Meclis Başkanlığı’na başvurması âdeta bardağı taşıran son damladır. Bu ikiliğe kökünden bir son vermek gerekir. 30 Ekim’de Meclis’te görüşmeler başlar. 31 Ekim’de Meclis toplanamaz. TBMM’nin ortak kurulunda hilafet ile saltanatın ayrılıp ayrılamayacağı tartışmaları uzayınca, Mustafa Kemal kelam alır. Egemenliğin lakin güçle alınabileceğini, Osmanlı’nın bu türlü hâkim olduğunu, meğer artık artık ulusun egemenliği eline aldığını anlatır. Ve ekler: “Meclis ve herkes sıkıntıyı doğal görürse fikrimce muvafık (uygun) olur. Aksi takdirde yeniden hakikat tarzı dairesinde söz olunacaktır. Ama ihtimal birtakım başlar kesilecektir.”
Komisyon Lideri Hoca Mustafa Efendi, aydınlandıklarını söyleyerek görüşmeyi sonuçlandırır. 1 Kasım 1922 günü Osmanlı saltanatı sona erdirilir, saltanat kaldırılır.
Işık saçan sınıflar
Gazi Mustafa Kemal, saltanatın kaldırılmasından 4 gün, Cumhuriyet’in ilanından yaklaşık 1 yıl evvel ise Bursa Şark Sineması’nda, İstanbul’dan gelen öğretmenlerin de katıldığı 27 Ekim 1922 akşamı yapılan toplantıdadır. “Bu dakika karşınızda duyduğum en samimi hissi, müsaadenizle söyleyeyim” dedikten sonra, çocuk olup ışık saçan sınıflarda bulunmak dileğini seslendirir ve öğretmenlerden bir istekte bulunur:
“Bugünün çocuklarını yetiştiriniz. Onları yurda, ulusa faydalı beşerler yapınız. Bunu sizden istiyor ve diliyorum.” Daha sonra kelamı, kazanılan zafere getiren Mustafa Kemal, öğretmenlere, karşılaşacakları mahzurları “kırma” kelamı de verir: “Ordularımızın kazandığı zafer, sizin ve sizin ordularınızın zaferi için, yalnız ortam hazırladı. Gerçek zaferi siz kazanacaksınız, yaşatacaksınız ve muhakkak muvaffakiyete ulaşacaksınız. Ben ve sarsılmaz inançla bütün arkadaşlarım, sizi izleyeceğiz ve sizin karşılaşacağınız pürüzleri kıracağız.”
Türkiye Cumhuriyeti, işte bu türlü ışık saçan sınıflarda kurulmaya başlanacak ve bu ışık, tüm ülkeyi aydınlatacaktır.