ANTALYA – İbradı’da Sinanhoca Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali (HES) projesinden vazgeçen Dedegöl Güç Yatırım A.Ş.’nin akabinde projeyi üstlenen Ergünler Yol Yapı İnşaat A.Ş.’nin de Çevresel Tesir Kıymetlendirme (ÇED) süreci iptal edildi.
Devlet tarafından ihale edilen HES projesine karşı başlatılan kampanyaya, bölgede yaşayan 391 kişi imza attı ve yetkili kurumlara itiraz dilekçeleri sunuldu. Akabinde Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, proje için ÇED sürecinin sonlandırıldığını dün sitesinden duyurdu.
Münip Ermiş İLK ŞİRKET PROJE BELGESİNİ GERİ ÇEKTİ
İbradı’da HES projelerine karşı başlatılan hukuksal süreci yürüten avukat Münip Ermiş, “Sinanhoca’ya birinci HES başvurusu yapıldığında ‘ÇED gerekli değildir’ kararına karşı davası açtık. Dava mühletince proje durdurulmadı. Başvuruyu yapan Dedegöl Güç Yatırım A.Ş., mahkemenin iptal kararı vermesine karşın yol açma mazeretiyle projeye devam etti ve bu çalışmalar sırasında bölgedeki birtakım antik kalıntılar ziyan gördü. Bu bahiste ilgili kurumlara bilgi verdik. 2016 yılında yapılan hata duyurusu üzerine savcılık, yetkililerin cezalandırılmasını talep etti. Davalar ve mahkeme kararları nedeniyle şirket, bu projeden vazgeçti ve bakanlığa sunduğu proje evrakını geri çektiğini açıkladı” dedi.
HES TEŞEBBÜSÜ İKİNCİ SEFER DURDURULDU
‘Sinanhoca’da HES süreci bitti’ derken yeni bir şirketin daha büyük kapasiteyle HES müracaatıyla karşılaştıklarını söyleyen Ermiş, sonraki süreci şöyle anlattı: “Ergünler Yol Yapı İnşaat A.Ş. yetkilileri, ÇED sürecinde gelecek yansıları önlemek için halkı bilgilendirme toplantısı yapacaklarını duyurdu. Bunun üzerine bir sefer daha harekete geçildi. HES müracaatına yapılan yazılı itirazlardan sonra ilgili kurumlara gönderilen resmi yazıyla, bu şirketin ÇED süreci de sonlandırıldı. Sinanhoca’ya HES teşebbüsü ikinci sefer durdurulmuş oldu.”
İbradı Belediye Lideri Serkan Küçükkuru ‘TEPKİMİZ KARŞILIK BULDU’
İbradı Belediye Lideri Serkan Küçükkuru da bölgeye HES kurulmasına karşı daha evvel açtıkları davayı kazandıklarını ve uzun süren bir gayretten sonra firmanın bölgedeki faaliyetinin durdurulduğunu belirtti. Akabinde bir firmanın daha HES için ÇED raporu almaya çalıştığını öğrendiklerini anlatan Küçükkuru, şöyle bilgi verdi: “Devlet tekrar ihaleye açıyor ve bir firma daha ÇED raporu almak için müracaat yapıyor. Bu yeni firma, bölge halkıyla ÇED toplantısı yapmak isteyince biz de ırmağımıza HES yaptırmamak için tekrar gayrete başladık. İlgili kurumlara başvurup itiraz dilekçelerimizi verdik. Reaksiyonumuz karşılık buldu ve ikinci ÇED süreci de iptal edildi” dedi.
Hes projesine, bölgenin yaban hayatına ziyan vereceği gerekçesiyle de karşı çıkılıyordu. ‘GENİŞ BİR HATTA HAYATI TEHDİT EDER’
İbradı’da bugüne kadar çok sayıda HES müracaatına karşı dava açıp uğraş ettiklerini belirten Küçükkuru, “Sinanhoca, verimli tarım yerlerinin, doğal su kaynaklarının ve arkeolojik kalıntıların bulunduğu özel bir alan. Biz bölgedeki tüm davaları kazandık. Doğal ömür alanlarımızın yok olmasını, su kaynaklarımızın kirlenmesini istemiyoruz. Buradan çıkan su kaynağı, Manavgat Irmağı’na dökülüyor. Yani Sinanhoca’da oluşacak kirlilik, bütün bu sınır üzerinde doğal hayatı tehdit edecek. Bu katliama müsaade vermeyeceğiz. HES şirketleri buradan ellerini çekene kadar uğraş edeceğiz” diye konuştu.
‘BÖLGEDEKİ YABAN HAYATI TEHLİKE ALTINDA’
Derelerin Kardeşliği Akdeniz Platformu ise HES projesinin yapılmak istendiği alanın ‘Üzümdere Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’ içerisinde kaldığına dikkat çekerek, şu açıklamayı yaptı: “Toroslar’ın gözümüz üzere muhafazamız gereken yayla köyler, uzun müddettir HES projelerinin kıskacında. Bu alan, yaban hayatı geliştirme açısından dünyadaki 200 ‘Önemli Tabiat Alanı’ içinde. HES müracaatlarına husus olan alandaki 32 hektar doğal alan yok olmamalı. Manavgat Irmağı boyunca Üzümdere’de, Gümüşdamla’da, Ürünlü’de ve Menteşbey’de kurulan HES’ler olduğu göz önüne alındığında bölgede yaban hayatın ne kadar büyük bir tehlike altında olduğu anlaşılabilir.”
MADEN BAŞVURUSU DA REDDEDİLDİ
İbradı’nın UNESCO Dünya Miras Listesi’ne aday gösterilen Karamıklı Yaylası’nda da maden ocağı açma teşebbüsleri, daha evvel İbradı Belediyesi ve bölge halkı tarafından açılan dava sonucunda iptal edilmişti. Yeni maden müracaatlarının yapılması üzerine, belediye idaresi ve bölge halkı, tüzel süreci tekrar başlattı. Açılan davada uzman heyeti bölgeyi inceleyerek keşif raporu hazırladı. Mahkeme, bu keşif raporunu dikkate alarak bölgede maden işletilebilmesi için verilen ‘ÇED gerekli değildir’ kararını iptal etti.
O eksper raporunda, mermer ocağı projesine ÇED raporu gerekmediğine ait sürecin iptali için şu münasebetler sıralandı: “İbradı-Akseki ormanlarının Türkiye’nin 9 değerli orman noktasından biri olduğu, yörenin özel muhafazalı alan kabul edildiği, dünyanın en rahat nefes alınabilir alanlarından olduğu, bölgede pak ve içilebilir su kaynakları olduğu, alanda müdafaa altında bulunan ve jenerasyonu tehlikeye girmiş cinslerin bulunduğu, korunan alanlardaki yaban hayatının kesintiye uğrayacağı, alınacak tedbirlerin kelam konusu alandaki flora ve fauna üzerindeki olumsuz tesirleri kesin olarak ortadan kaldırmasının mümkün olmayacağı sonucuna varılmıştır.”